| Yazdır |

Bazı zarflar ve yön isimleri

Yer ve zaman bildiren isimlere zarf denir. Bazı zarflar ve manaları şöyledir:

أَمَامَ  önünde; خَلْفَ   arkasında;  بَيْنَ  arasında;  عِنْدَ  yanında;  تَحْتَ  altında; فَوْقَ   üstünde; قَبْلَ   -den önce; بَعْدَ   -den sonra;  اَلْيَوْمَ  bugün; أَمْسِ  dün;  غَدًا  yarın…

Zarflar ikiye ayrılır:

1- Yer zarfları: “Nerede?” sorusuna cevap veren zarflardır.

2- Zaman zarfları: “Ne zaman?” sorusuna cevap veren zarflardır.

 

 

YÖNLER:

Yönlerin Arapçası şu şekildedir: اَلشِّمَالُ  “Kuzey”; اَلْجَنُوبُ  “Güney”;   اَلشَّرْقُ “Doğu”;  اَلْغَرْبُ “Batı”

HARF-İ CERLER:

Harf-i cerler: Tek başına anlamları olmayıp, başına geldikleri isimle anlam kazanan ve sonunu cer eden kelimelerdir. Cer harfleri her zaman ismin baş tarafında bulunan bir takım takılardır. Harf-i cerlerden sonra gelen isimler genellikle marife olur ve bu harfler kendinden sonra gelen isimleri cer ederler. Cer alameti taşıyan isme de mecrur denir.

Cer harfleri ve manaları şöyledir:

بِ : ile, -de, -da, sebebiyle manalarındadır. Mesela, بِاسْمِ اللَّهِ “Allah’ın ismi ile” manasına gelmektedir. Buradaki “ile” manasını “bi” (بِ) harf-i ceri vermektedir.

مِنْ : -den, -dan, -den dolayı, bazısı manalarındadır. Mesela, مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ “Mescid-i Haram’dan” manasına gelmektedir. Burada “dan” manasını “min” harf-i ceri vermektedir.

إِلَى : -e, -a, -e doğru, -e kadar manalarındadır. Mesela,  إِلَى الْجَنَّةِ “Cennete” manasına gelmektedir. Burada “e” manasını “ilâ” harf-i ceri vermektedir.

فِى : -de, -da, hakkında manalarındadır. Mesela, فِى الْجَنَّةِ “Cennette” manasına gelmektedir. Burada içinde olma manasını “fî” harf-i ceri vermektedir.

عَنْ : -den, -dan manasındadır. Mesela, عَنِ الْمَحَطَّةِ “İstasyondan” manasına gelmektedir. Burada “dan” manasını “an” harf-i ceri vermektedir.

عَلَى : üzerinde, aleyhinde manasındadır. Mesela, عَلَى الْقَوْمِ الْمُفْسِدِينَ “Fesat çıkartan kavmin üzerine” manasına gelmektedir. Burada “üzerine” manasını “alâ” harf-i ceri vermektedir.

لِ : için manasındadır ve sahiplik bildirir. Mesela, لِلَّهِ “Allah için” manasına gelir. Burada “için” manasını “li” harf-i ceri vermektedir.

كـ : gibi manasındadır. Mesela, كَالشَّمْسِ “Güneş gibi” manasına gelir. Burada “gibi” manasını “kef” harf-i ceri vermektedir.

حَتَّى : -e kadar manasındadır. Mesela, حَتَّى الصُّبْحِ “Sabaha kadar” manasına gelir. Burada “-e kadar” manasını “hattâ” harf-i ceri vermektedir.

رُبَّ : belki, nice manasındadır. Mesela, رُبَّ دَرْسٍ  “Nice ders” manasına gelir. Burada “nice” manasını “rubbe” harf-i ceri vermektedir.

و  (yemin vavı): Buna “vâv-ul kasem” de denilir ve yemin için kullanılır. Mesela, الْفَجْرِ وَ “Fecre yemin olsun ki…” manasına gelir. Burada “yemin olsun ki” manasını “vav” harf-i ceri vermektedir.

ت (yemin ta’sı): Buna “tâ-ul kasem” de denilir ve yemin için kullanılır. Mesela,  تَاللَّهِ  “Allah’a yemin olsun ki…” manasına gelir. Burada “yemin olsun ki” manasını “tâ” harf-i ceri vermektedir. Tâ harf-i ceri sadece Allah ismiyle kullanılır.

مُذْ ،مُنْذُ : -den beri manasındadır. Mesela, مُذْ يَوَمَيْنِ “İki günden beri” manasına gelir. Burada “-den beri” manasını “mûz” harf-i ceri vermektedir.

حَاشَا ، خَلاَ ، عَدَا : dışında, hariç, başka manalarındadır. Mesela, عَدَا مَكْتَبٍ “Bir mektep hariç”;

خَلاَ مُوَظَّفٍ “Bir memur hariç” ;  حَاشَ عَلِىٍّ “Ali’den başka”  manalarına gelmektedir.

Ek Bilgi:

Zaman ve mekan bildiren isimlere 'zarf' denir.Zarflara aynı zamanda 'meful-ü fih' adı verilir.Zarfların başına harfi cer gelmediği müddetçe mansub olur.Zarflardan sonra gelen mecrur isim muzafun ileyh, zarf ise muzaf olur. Zarf, cümle sonunda olduğu kadar cümle başında ve ortasındada gelebilir.

 

                  BAZI ZAMAN ZARFLARI 

 

  أليوم:Bugün, günümüzde

 

 غدا,بكر:Yarın 

 

ألان: Şimdi, şu anda,şu sıralar

 

 فجرا: Gün doğmadan, şafak vakti

 

 صباحا: Sabahleyin

 

 مساء:Akşamleyin

 

 ظهرا: Öğlen vaktinde

 

 أمس: Dün

 

 عصرا: İkindi, ikindi vaktinde

 

 ليلا: Gece

 

 لحظة: Bir an,bir müddet

 

 قبل: -den önce, -meden önce

 

 بعد: -den sonra, -in sonra  

 

            MEKAN ZARFLARI 

 

 أمام: -in önünde 

 

خلف: -in arkasında

 

 يمين: -in sağında

 

 يسار: -in solunda

 

 وسط: -in ortasında, merkezinde

 بين: -in arasında,-in içinde, ortasında
 عند: -in yanında,-in katında
 تحت: -in altında
 فوق: -in üstünde
 شرق: -in doğusunda
 غرب: -in batısında
 جنوب: -in güneyinde
 شمال: -in kuzeyinde
 خلال: -in içinden, -in arasından, vasıtasıyla,zarfında
 
 
 
 
 
 
 
Ek Bilgi:
 
ARAPÇA’DA YER ZARFLARI -1       ÖNÜNDE (أمام : emame)    
 
 
Arapça’da bir şeyin yerini bildiren “altında, üstünde, içinde, sağında, solunda, arkasında…” gibi kelimelere
 
 ( (ظَرْفُ الْمَكَانِ“Zarfu’l-mekân: yer zarfı” denir.
 
Bugün, bu zarflardan (önünde: emâme أَمَامَ) anlamına gelen zarftan bahsedeceğim.
 
“Evin önünde” demek istiyorsak önce “ön”, sonra “ev” kelimesini söyleriz.
 
 
أَمَامَ  الْبَيْتِ
 
Emâme’l-beyti
 
Evin  önünde
 
 
 
“Oğlan evin önündedir” demek için, ilk önce “oğlan” kelimesini söyler, sonra yukarıdaki ifadeyi ekleriz.
 
 
اَلْوَلَدُ  أَمَامَ الْبَيْتِ
 
El-veledu  emâme’l-beyti.
 
Oğlan,  evin önündedir.
 
 
 
Oğlan
 
El-veled
 
اَلْوَلَدُ 
 
Önünde
 
Emâme
 
أَمَامَ
 
Ev
 
El-beyt
 
الْبَيْتُ
 
 
“Ön” zarfı, kendinden sonraki kelimenin sonunu etkiler.
 
“Ön”den sonra gelen kelimenin cinsiyetine ve sayısına göre etkisi değişir. Tablo halinde görelim:
 
 
 
3. أَمَامَ’den  sonra gelen kelime, düzenli çoğul ve erilse (sonu ون   ile bitiyorsa), sonu(ينَ) ‘ye  dönüşür.  
 
 
 
(3    veya daha fazla sayıda erkek) Öğretmenler
 
El-muallim(ûne)
 
الْمُعَلِّمُونَ
 
(3    veya daha fazla sayıda erkek) Öğretmenlerin önünde
 
Emâme’l-muallim(îne)
 
أَمَامَ  الْمُعَلِّمِينَ
 
Örnek  cümle:
 
 
اَلْكِتَابُ  أَمَامَ  الْمُعَلِّمِينَ
 
El-kitâbu    emâme’l-muallimîne.
 
Kitap,    (erkek) öğretmenlerin önündedir.
 
 
 
4. أَمَامَ’den  sonra gelen kelime, tekil ve dişilse sonu esre olur.
 
 
(Bir    bayan) Öğretmen
 
El-muallimet(u)
 
الْمُعَلِّمَةُ
 
 
 
(Bir    bayan) Öğretmenin önünde
 
Emâme’l-muallimet(i)
 
أَمَامَ  الْمُعَلِّمَةِ
 
 
   
  
 
5. أَمَامَ’den  sonra gelen kelime, ikil ve dişilse,  sonu  (يْنِ   ) olur :
 
 
(İki    bayan) öğretmenin önünde
 
Emâme’l-muallimet(eyni)
 
أَمَامَ  الْمُعَلِّمَتَيْنِ
 
 
(İki    bayan) öğretmen
 
El-muallimet(âni)
 
الْمُعَلِّمَتَانِ
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
اَلْكِتَابُ  أَمَامَ  الْمُعَلِّمَتَيْنِ
 
El-kitâbu    emâme’l-muallimeteyni.
 
Kitap,    iki (bayan) öğretmenin önündedir.
 
 
 
 
 
 
6. أَمَامَ’den  sonra gelen kelime, düzenli çoğul ve dişilse (sonu اتُ   ile bitiyorsa), sonu esrelenir.
 
 
(3    veya daha fazla sayıda bayan) Öğretmenler
 
El-muallimât(u)
 
الْمُعَلِّمَاتُ
 
 
 
(3    veya daha fazla sayıda bayan) Öğretmenlerin önünde
 
Emâme’l-muallimât(i)
 
أَمَامَ    الْمُعَلِّمَاتِ
 
Örnek  cümle:
 
اَلْكِتَابُ  أَمَامَ  الْمُعَلِّمَاتِ
 
El-kitâbu    emâme’l-muallimâti.
 
Kitap,    (bayan) öğretmenlerin önündedir.
 
 
 
 
 
Kelime, düzensiz çoğulsa, başına أَمَامَ  gelince, sonu esrelenir.
 
 
Bir  adam
 
Racul
 
رَجُلٌ
 
Adamlar   (düzensiz  çoğul, sonunda ون yok)
 
Ricâl
 
رِجَالٌ
 
 
 
Örnek:
 
 
أَمَامَ  الرِّجَالِ
 
Emâme’r-ricâli
 
Adamların  önünde
 
 
 
Eşyaların düzensiz çoğullarında da, son harf aynı şekilde esrelenir.
 
 
Bir cami
 
Mescid
 
مَسْجِدٌ
 
Camiler
 
Mesâcidu
 
مَسَاجِدُ
 
 
 
أَمَامَ  الْمَسَاجِدِ
 
Emâme’l-mesâcidi
 
Camilerin  önünde
 
 
*********************************************
 
أَمَامَ  (emâme : ön) kelimesinin sonuna bitişik zamirler eklenebilir ve anlamları aşağıdaki tablodaki gibi olur.
 
 
 
 
 
 
أَمَامَـهُـمْ 3
(Emâmehum)
 
Onların önünde (erkek)
 
أَمَامَـهُـمَا   2
(Emâmehumâ)
 
O ikisinin önünde (erkek)
 
أَمَامَـهُ   1
(Emâmehu)
 
Onun önünde (erkek)
 
 
 
 
Gâib
 (erkek)
 
أَمَامَـهُـنَّ   6
(Emâmehunne)
 
Onların önünde (bayan)
 
أَمَامَـهُـمَا   5
(Emâmehumâ)
 
O ikisinin önünde (bayan)
 
أَمَامَـهَا 4
(Emâmehâ)
 
Onun önünde (bayan)
 
 
 
Gâibe
 (bayan)
 
أَمَامَـكُمْ 9
(Emâmekum)
 
Sizin önünüzde (erkek)
 
أَمَامَـكُمَا 8
(Emâmekumâ)
 
İkinizin önünde (erkek)
 
أَمَامَـكَ 7
(Emâmeke)
 
Senin önünde (erkek)
 
 
 
Muhatab (erkek)
 
أَمَامَـكُنَّ 12
(Emâmekunne)
 
Sizin önünüzde (bayan)
 
أَمَامَـكُمَا 11
(Emâmekumâ)
 
İkinizin önünde (bayan)
 
أَمَامَـكِ 10
(Emâmeki)
 
Senin önünde (bayan)
 
 
 
Muhataba (bayan)
 
أَمَامَـنَا 15
(Emâmenâ)
 
Bizim önümüzde
 
أَمَامَـنَا 14
(Emâmenâ)
 
İkimizin önünde
 
أَمَامِـي 13
(Emâmî)
 
Benim önümde
 
 
Nefsi mütekellim
(cinsiyet farkı yok)
 
 
 
Örnek cümle:
 
 
اَلْكِتَابُ  أَمَامَنَا
 
El-kitâbu  emâmenâ.
 
Kitap, bizim önümüzde.
 
 
Bu zarfı, cümlenin en başında kullanırsak, cümlenin anlamı değişir. Çeviriye (…var)  anlamı katar.
 
Örnek cümle:
 
 كِتَابٌ    أَمَامَنَا
 
Emâmenâkitâbun
 
Bizim önümüzde  bir kitap var.
 
 
 
Bu zarfın eş anlamlısı:
 
 
Önünde
 
Kuddâme
 
قُدَّامَ
 
Bu zarfın zıt anlamlısı:
 
 
Arkasında
 
Halfe
 
خَلْفَ

 

Ek Bilgi :

Üzerinde فَــوْقْ
Altında تَــحْــت
Arasında بَــيْــن
Yanında بِــجَــانِــب
Yukarısında فِـي الأَعْــلَــى
Aşağısında فِـي الأَسْـفَــل
-e doğru aنَــحْــوَ
Sağında إِلَى الْيَـمِـيـن
Solunda إِلَى الْيَـسَــار
İçerisinde دَاخِــل
Dışarısında خَــارِج
Burada هُــنَــا
Orada هُــنَــاكَ
Orada هُــنَــالِـكَ
-de عِــنْـدَ
Uzakta بَــعِــيـد
Yakında قَــرِيــب
Etrafında حَــوْلَ
Arkasında خَــلْــفَ
Önünde أَمَــامَ
Olduğu yerde حَــيْــثُ
Heryerde فِـي كُـلِّ مَــكَــان
ÖRNEKLER  
Kitabım masanın üzerindedir. كِـتَـابِي فَوْقَ الطَّاوِلَة
Burun gözlerin arasındadır. الْأَنْفُ بَيْنَ الْعَيْنَيْن
Amcamın yanında yaşıyorum. أَسْكُنُ بِجَانِبِ عَمِّي
Ben içerdeyim. أَنَا بِالدَّاخِل
Tarık dışarıdadır. طَارِق بِالْخَـارِج
O burada değil ama şurada. لَيْسَ هُنَا إِنَّمَا هُنَاك
Kardeşim halamla birlikte. أَخِي عِنْدَ عَمَّتِي
Senden uzaktayım. أَنَا بَعِيدٌ عَنْكَ
Sana yakınım. أَنَا قَرِيبٌ مِنْك
Kapının arkasına bak! انْظُر خَلْفَ الْبَاب
Senin önündeyim. أَنَا هُـنَا أَمَامَكَ
Kalemin bıraktığın yerde. قَلَمُكَ حَيْثُ تَرَكْتَه
Gün ışığı heryerde. نُورُ الشَّمْسِ فِـي كُـلِّ مَــكَــان